22 Şubat 2009 Pazar

yorgun halı

yakışır ona.
kısa bir şortla, yeşil dar bluz.
aslında çimenlere yattığında farketmişti,
yüksekten korktuğunu.
sekiz sene dayandı buna ancak,
sonra gitti, evlendi o adamla.

20 Şubat 2009 Cuma

muzdarip

çerçöp kürdan ve biraz da gazete parçası
poşete koydum ama not almadım
tekrardan bulmam gerekti
bendimi.?
evet sanırım taşıyıp gitmek gerek çöp tenekesine
gittiğinde kedilere selamımı ilet.

bezir

duvardaki yazıya bak.
artık acayip olmaktan çıkmış,
bazen kaçıp gidiyor başka bir yere.
deneyip geri dönüyor umutsuzca
kışları da mı böyle oluyor buraların,
sizden aldığım yüzük boynumda.

ilâve

sordum da yanıt gelmeden uyku vakti gelmiş.
dışarı çıkıp biraz serinledim.
kocaman mehtap önünde küçücük kaldım
gözümü kapadım
görümcem börülce getirmişti onu hatırladım
de ben börülce sever miyim ki?
sordum da yanıt gelmeden uyku vakti gelmiş.

içine kırpık

kesin olacak olanlarla uğraşsana sen.
kime baktın?
neden kendini yoruyorsun?
eğer gerçekten onu arıyorsan bulamazsın buralarda.
biraz çeki düzen, kendine gelirsin.
git, köşedeki saçı sakalı birbirine karışmış kendine kendine konuşan adama sor.
hepsini içiçe düşün anlarsın.

derhalde

fırfır etek gibi bilgi saydım
her bir kalp atışı uzun bir defter gibi
deftere yazı yazmadım
ihtiyaç da duymadım.
çünkü gözlerim buruldu
yamuk yumuk elbisesiyle eski bir arkadaşı görünce.
ne de güzelleşmişti,
kokulu topuklardaki çatlaklar gibi,
ya da çiçek, böcek, boza.

işte o anda, masumane kumullar rüzgarlarla savrulurken
biz tuvalette kitap okuyanlara saygı duymaya başladık.

kolluk

bornoz var üstümde hala
hoşbulduk demek isterdim
ama yüzümde ilaç var, oynatamıyorum.
ellerim hala güçlü,
parmaklarım hareket ediyor yersizce,
kimliğini arayan harfleri
bir araya getiriyorlar.

kesin

o kadar dön dolan
yuvarlan ıslan çamurla.
git üstüne çöken sisle
kalan arkadaşlığını bitir
nasılsa döner bulur seni yine
dün yediğin profiterol.

iyi

yoo hayır o değildi vuran...
kafası karışınca üzerine geleni görmedi sadece.
terasta yaşayanlara hep duyduğu imrenmeyi,
işte  o an da hissetti
ve bodrumda olanları düşledi.
kendine gelemedi hemen,
emindi ama
sonsuzluktan emindi ve güvenilir olduğunu bildiği o tek kaygıya
hiç bırakmamak üzere sarıldı.
ve biliyorum
                          bırakmadı.

coss

dün Oedipus' a uğradım
gelmez ki...
üz gün sonra muradına erecek.
taş gibi oturup
eteklerinde sular akan mavi kadının kanıyla,
sudaki kanı kıpkırmızıdır.

15 Şubat 2009 Pazar

fenilalalin

yüzünde bir çizgi var.
kendinden olmadı di mi?
bir şeyler çizdi herhalde.
farkında değil misin?

sessiz kal biraz daha,
biliyorum gelecek şimdi.
usanmaz o, bilir.
farkında herşeyin.