ilacına katkıda bulunan kimyagerin gözyaşlarında boğuluyorum o zaman
yolların taşını koyan kalfanın mühendise olan öfkesi dinsin
bayadır öfkeli değiller zaten.
sara nöbeti geçirirken daha az köpük çıkarırmış mini etekli kızlar.
emeklilikleri neden gelmez, neden durmadan esnerler?
halıyı silkelemeden nasıl tozları alırlar şaşırdım
ve arkasından verdiği asıl toza bulandım
ama tekrar bulamadım
çoraplar nerede?
ne yapmış insanlar?
tuhafmış insanlar
kâra daha çok değer vermişler kardan
kardak kayalıkları daha mı önemliymiş samandan?
ya da yanan hektar hektar ormandan?
31 Ocak 2009 Cumartesi
26 Ocak 2009 Pazartesi
hagrid
apartmanın en üst katına çıkıp,
kat arasındaki camdan baktım.
aşağıda arkadaşlarım top oynuyorlar.
ıslık çaldım.
duymadılar.
bağırdım.
durdum biraz daha,
cebimden on beş kuruş çıkarıp onlara attım,
farketmediler.
ben de aşağıya indim.
deve
cüce
deve
cüce ve cüce.
25 Ocak 2009 Pazar
16 Ocak 2009 Cuma
kafka
eğitimdeki yoğunluktan dolayı verdiğimiz ara sona ermiştir. erdi mi ya? evet erdi. geri döndük. dönmemiş olmayalım? yok yok geri döndük...
7 Ocak 2009 Çarşamba
bir fincan bir
gelen gideni aratır derler
dün babam Ankara' ya gitti
bugün eve misafirler geldi
çay kaldı mı anne?
dün babam Ankara' ya gitti
bugün eve misafirler geldi
çay kaldı mı anne?
6 Ocak 2009 Salı
genç jokey
dur bak şu yuvarlanan taşa.
ne kadar da masum
arkasından gelen kayaya oranla.
ne diye bağırdım ki dağın başında?
ne kadar da masum
arkasından gelen kayaya oranla.
ne diye bağırdım ki dağın başında?
yasak
o, yerinde duramayan kızı gördüm
otobüs durağında.
mavi tokayla saçlarını toplamış.
gelen otobüslere binmiyor.
hangisini bekliyor acaba?
sonunda düşecek,
durağın yanındaki muza basıp.
ondan korkuyorum.
otobüs durağında.
mavi tokayla saçlarını toplamış.
gelen otobüslere binmiyor.
hangisini bekliyor acaba?
sonunda düşecek,
durağın yanındaki muza basıp.
ondan korkuyorum.
portakal
sabah kalkıp traş oldum
su serin ve soydu.
ve bir ağaç meşale olmak istiyordu...
meşale kırmızıdır.
su serin ve soydu.
ve bir ağaç meşale olmak istiyordu...
meşale kırmızıdır.
5 Ocak 2009 Pazartesi
şizofren
resme bakan adam...
kalemle mi?
temiz havada dolaşıyor,
dün aldığı ceketle.
kalemle mi?
temiz havada dolaşıyor,
dün aldığı ceketle.
4 Ocak 2009 Pazar
necdet
uyanmak için zamana ihtiyacı vardı.
elinde ne kaldı ki
dar dönemeçsiz sokaktan.
çatıdaki martı mı bağırıyor?
açık denizlere gidecek bugün.
gitmeli mi?
evet kesinlikle.
ama belli mi olur,
belki de bir uçak gelir.
elinde ne kaldı ki
dar dönemeçsiz sokaktan.
çatıdaki martı mı bağırıyor?
açık denizlere gidecek bugün.
gitmeli mi?
evet kesinlikle.
ama belli mi olur,
belki de bir uçak gelir.
"kanalziasyyon!"
sünger suyu emdi ama sabun köpürdü.
yağmurla inmişti su kel bir adamın kafasına...
adam unutmasaydı şemsiyesini,
ıslanmamak için koşarken düşmezdi,
köpüren sabuna basmış gibi...
yağmurla inmişti su kel bir adamın kafasına...
adam unutmasaydı şemsiyesini,
ıslanmamak için koşarken düşmezdi,
köpüren sabuna basmış gibi...
2 Ocak 2009 Cuma
salça
.-var var.
..-yok yok.
.-var ya...
..-yok ki?
.-var görmüyor musun?
..-ı-ıh hala yok.
.-ama şimdi var.
..-Yok.
.-Yok yok var.
..-Var mı?
.-Yok!
..-yok yok.
.-var ya...
..-yok ki?
.-var görmüyor musun?
..-ı-ıh hala yok.
.-ama şimdi var.
..-Yok.
.-Yok yok var.
..-Var mı?
.-Yok!
hezarfen
sene 1632,
kahvenin kenarında
koca bir kedi.
kedinin yanında
taburede oturan bir kabadayı.
önlerinden süzülen
bir paşa.
ikisi de ona baktı,
kedi gerinip ayağa kalktı,
kabadayı nargilesiyle
halkalar yaptı dumandan.
kahvenin kenarında
koca bir kedi.
kedinin yanında
taburede oturan bir kabadayı.
önlerinden süzülen
bir paşa.
ikisi de ona baktı,
kedi gerinip ayağa kalktı,
kabadayı nargilesiyle
halkalar yaptı dumandan.
kestane şekerim
kahverengi bir yaprak düşüyordu,
ağaçtakiler gibi değildi.
süzülerek bir su birikintisinin üstüne indi.
bense bankta oturuyordum.
canım dondurma çekmişti,
hava soğuktu, yemedim.
ağaçtakiler gibi değildi.
süzülerek bir su birikintisinin üstüne indi.
bense bankta oturuyordum.
canım dondurma çekmişti,
hava soğuktu, yemedim.
toprak
eve geldim.
ev toprak kokuyordu...
saksıları kontrol ettim,
birşey yoktu.
odama gittim.
odam toprak kokuyordu.
sanki biri ölmüştü orada
yatağımın altına baktım,
birşey yoktu...
ev toprak kokuyordu...
saksıları kontrol ettim,
birşey yoktu.
odama gittim.
odam toprak kokuyordu.
sanki biri ölmüştü orada
yatağımın altına baktım,
birşey yoktu...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)